11 Nisan 2012 Çarşamba

İNSANLARIMIZIN FERYADINI DUYAN YOKMU


SAYIN BAŞBAKANIM,SAYIN PARTİ BAŞKANLARIM,SAYIN BAKANIM,SAYIN ADALET KOMİSYONU ÜYELERİ MİLLETVEKİLLERİM
SİZLERE BİR İNSAN VE VATANDAŞINIZ OLARAK YALVARIYORUM,ELİNİZİ AYAĞINIZI ÖPÜYORUM BİR AN ÖNCE ÇIKMIŞ YADA ÇIKACAK OLAN İLGİLİ YASALARA TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇU KAPSAMINDA HAPİS CEZALARINI KALKMASI İÇİN YAPILMASI GEREKENİ ÜZERİNİZE DÜŞEN HER NE VAR İSE YAPMANIZI MAĞDUR TÜRK MİLLETİ ADINA RİCA  EDİYOR VE SİZLERE YALVARIYORUM,ALLAHIN MUHAMMEDİN AŞKINA BİZLERİ KURTARIN.BİNLERCE ESNAF,BİNLERCE İŞÇİ,BİNLERCE MEMUR ,BİNLERCE ÇİFTÇİ VE AİLELERİ NAMINA YALVARIYORUM BİZLER VATAN HAİNİ DEĞİLİZ.KAÇMAKTAN SAKLANMAKTAN ÇALIŞAMAZ OLDUK,BİZLER ÇALIŞAMAZ İSEK NE VATANIMIZA NE KENDİMİZE HAYRIMIZ OLMAZ. BİZLERİ  
MAĞDUR OLMAKTAN KURTARIN.

SAYGILARIMIZLA
 
 YÜCE MAĞDUR TÜRK HALKI

Taahhüdü ihlal Anayasaya Aykırı‏


 Taahhüdü ihlal Anayasaya Aykırı

Anayasamız'da 2001 yılında bir değişiklik yapılmış ve 38'inci maddeye bir fıkra eklenmiştir, çok net bir şekilde sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı insanların özgürlüklerinden alıkonulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Şimdi, Adalet Bakanının açıkladığı bir paket var bu yargının hızlandırılmasına yönelik, önümüzdeki günlerde Meclise gelecek. Orada, işte icra takiplerinde bilinen "taahhüdü ihlal" dediğimiz bir suç var. Yani borçlu alacaklıyla ilgili olarak borcuna karşılık icra müdürlüğünde dosyaya "Ben bu borcu şu şekilde şu tarihte ödemeyi taahhüt ediyorum." diyor, ödemiyor, ödemeyince ona da bir hapis cezası bizim İcra ve İflas Kanunu'muz öngörüyor. Bunu da kaldırmamız lazım. Yani, bu da Anayasa'nın, açıkça, 38'inci maddesindeki hükmüne aykırı. Yani, burada hapis cezasının bu tür özel hukuku ilgilendiren konularda olmaması, alacak konularında olmaması gerekiyordu

İCRA DOSYALARINA ATILAN İMZA İNSANLARIN HAYATINI KARARTIYOR


TAAHHÜDÜ İHLAL ZULMÜ TAMGAZ,İNSANLARIMIZ İNSAN GİBİ YAŞAMAYI HAK ETMİYORMU,BORCUNU ÖDEYEMEYEN VATANDAŞ HAPİSHANEYE GİRİYOR,1 TANE DOSYADAN 3 AY YATIYOR,BORCUNUN FAİZİ DEVAM EDİYOR,ÖDENEMEYEN BORÇ DAHADA BÜYÜYOR VE İŞİN SONUNDA İNTİHARA KADAR SÜREÇ DEVAM EDİYOR.İNSANLARIMIZ TUTUKLANIP CEZAEVİNE GÖNDERİLMESE ÇALIŞMASINA İMKAN SAĞLANSA PARA KAZANIP BORCUNU ÖDESE,HEM ALACAKLI HEM BORCLU  MAĞDUR OLMASA,ADALET KOMİSYONU VE MİLLET VEKİLLERİMİZ BU KONU HAKKINDA ÇALIŞIP BİRAN ÖNCE TAAHHÜDÜ İHLAL HAPİS CEZALARINI KALDIRSA,YÜZBİNLERCE ÇİFTÇİMİZ, KÖYLÜMÜZ,ESNAFIMIZ,DULUMUZ,EMEKLİMİZ KISACASI MAĞDUR OLAN TÜM VATANDAŞLARIMIZ BU ZULÜMDEN KURTULSA,AİLELER DAĞILMASA İNSANLARIMIZ İNTİHAR ETMESE

icra taahhüdü, haciz taahhüdü, taahhüdü yerine getirememe
"Taahhüdü ihlal Zülmü Sürüyor, Borcunu Ödeyemeyen Esnaflar Cezaevlerine Konuluyor"ADANA'da market işleten 25 yaşındaki Tuğba S. 9 bin liralık senedi ödeyemediği için icralık olup, gözaltına alındı. Eşi 30 yaşındaki Tarık S çılgına döndü. Sinir krizi geçiren Tarık S., Adana Adliye Sarayı önünde üzerine benzin dökerek kendini yakmak istedi. Polislerin üzerine kovayla su döküp etkisiz hale getirdiği Tarık S. hastaneye kaldırıldı.

Merkez Çukurova İlçesi'ne bağlı Toros Mahallesi'nde eşiyle birlikte market işleten bir çocuk annesi Tuğba S., markete mal alımı dolayısıyla 9 bin lira borçlandı. Borcuna karşılık düzenlenen senedi zamanında ödemeyince, alacaklısı senedin tahsili için icra takibi başlattı. haciz esnasında icra memurları tarafından Tuğba S. den haciz taahhüdü alındı, taksitler zamanında ödenmeyince Tuğba S., polis ekipleri tarafından gözaltına alındı.

Taahhüdü ihlal nedeniyle eşinin gözaltına alınmasına öfkelenerek, sinir krizi geçiren Tarık S., Adana Adliye Sarayı önünde yanında getirdiği benzini üzerine dökerek elindeki çakmakla kendini yakmak istedi. Adliye polislerinin eyleminden vazgeçirmeye çalıştığı Tarık S., "Eşimi borcundan dolayı gözaltına aldılar. Kendimi yakacağım, ölmek istiyorum" diyerek ağladı.

Kadın polisin, "Al gözünün yaşını sil" diye verdiği peçeteyle yüzünü silen Tarık S.'nin bir anlık dalgınlığından yararlanan diğer polisler, üzerine bir kova su döküp, onu etkisiz hale getirdi. Tarık S., ambulansla hastaneye kaldırıldı.

BASINDA ÇIKAN VATANDAŞIMIZIN DURUMU‏


 TAAHHÜDÜ İHLAL HAPİS CEZALARI , KREDİ KARTI BORCU, TÜKETİCİ KREDİ BORCU , EV HACİZLERİ VATANDAŞLARIMIZI ÖLDÜRÜYOR
Ev Hacizleri, Banka Borcu
TAAHHÜDÜ İHLAL HAPİS CEZALARI , Kredi kartı Borcu, Tüketici borçları ve Ev hacizleri yüzünden intiharlar patladı. Ülke genelinde sadece 2.2 milyon kişi kredi kartı borcu yüzünden haciz kıskacında. Sadece Kredi Kart borcu yüzünden 7 yıl içinde 200 kişi intihar etti!
Son günlerde yurdun her köşesinden intihar haberleri geliyor, Ev eşyalarının haczine sınırlama getiren kanun tasarısının Meclise sevk edilmesi, haciz olaylarının artmasına ve intiharlara yol açtığı belirtiliyor. Yıllardır işlemde olan fakat faiz kazancı nedeniyle icra dairelerinde bekletilen icra takip dosyalarının aniden işleme konması ve ev eşyalarına haciz uygulanmaya başlanmasının bu vak'aları tetiklediği belirtiliyor.

BATMAN'DA BİR HAFTADA ÜÇ İNTİHAR
Emniyet Müdürlüğü'nde teknisyen 5 çocuk babası Hasan Düz, silahını kafasına dayayıp tetiği çekti. Öldüğünü duyan kefili Adil Çiftçi de intihar etti. Uzman Çavuş Bülent Aksungur çocuklarını ve eşini öldürdükten sonra canına kıydı. Hepsi de borçluydu..

2005 yılından bu yana kredi kartı ve banka borçları yüzünden 200'den fazla insan intihar etti. Yuvası yıkılanlar, işsiz, evsiz kalanlar bu rakama dahil değil. Peki borçları yüzünden hayatları kararanlar sadece hesap kitap bilmeyen, kişiler mi?

Bu uzun ve kanlı listenin en büyük sorumlusu bankalar. Tüketicileri "tüccar" sayıyor, "faize faiz uygulayıp" borçları ödenmez hale getiriyorlar. Şimdi Türkiye'de 43.5 milyon kişi bankalara borçlu. Sadece geçen yıl 2.2 milyon kişi için yasal takip başlatıldı.

Ankara'da 39 yaşındaki Uzman Çavuş Bülent Aksungur 35 yaşındaki eşi Songül'ü, sonra 13 yaşındaki oğlu Mertean'ı ve 15 yaşındaki kızı Büşra'yı başlarına birer kurşun sıkarak öldürdükten sonra silahı başına dayayıp canına kıydı. Uzman Çavuş'tan iki gün önce Batman Emniyet Müdürlüğü'nde teknisyen olarak çalışan beş çocuk babası Hasan Düz silahını başına dayayıp tetiği çekti. Düz'ün öldüğünü duyan arkadaşı ve kefili Adil Çiftçi de silahını çekti ve intihara kalkıştı... Bir hafta önce Bursa Yıldırım'da dört çocuk babası polis memuru Mustafa Arıkan silahını kalbine dayayıp ateşledi. Aralık ayında Gaziantep'de 70 yaşındaki Müslüm Dede evine haciz geldiği için intihar etti.

7 YILDA 200 İNTİHAR
2005 yılından bu yana kredi kartı ve banka borçları yüzünden intihar edenlerin sayısı 200'ün üzerinde. Sadece geçen yıl basma yansıyan 30 civarında intihar ve cinnet vakası var. Kart ve banka borcu yüzünden yuvası yıkılanlar, işsiz, evsiz kalanlar, yıllarca gizlenerek yaşayanlar bu rakama dahil değil. Bu tablonun nedeni ne? Kredi kartı ve banka borcu yüzünden intiharın eşiğine gelenler sadece "harcamalarını gelirlerine göre ayarlayamayan", hesap bilmeyen kişiler mi? Hayır! Bu uzun ve kanlı listenin en büyük sorumlusu bankalar. Bankaların haksız, yasa tanımayan, borcunu tahsil etmekten çok, borçluyu sıkıştırmaya, bitirmeye yönelen tutumları.

Yasalara açıkça aykırı biçimde "bileşik faiz" uygulayarak borcu hızla katlamaları, ödenir halden çıkarmaları. Kişilere gelirlerinin çok üzerinde limitler verip borçlandırması. Anaparaya faiz ekleyip yeni tutarı tekrar faizlendirmeleri ve borçluların yıkımı pahasına bunu tahsil etmek için her şeyi yapmalan.

Borçlar Kanunu'na göre tüccarlar arasında sözleşmeler dışında "faize faiz" uygulaması yasak. Ama bankalar buna aldırmıyor ve faize faiz ekleyerek borçları hızla arttırmayı tercih ediyor. Yargı da tüketicileri "tüccar sayan" ve "faize faiz uygulanabileceği" fetvasını veren kimi öğretim üyeleri sayesinde bu yangını körüklüyor. Bankalar hukuku hiçe saydığından 2003,2006 ve 2009 yıllarında çıkarılan ve borçların yeniden yapılandırılmasını, bileşik faizden arındırılmasını öngören düzenlemeler de çözüm olmadı. Son on yılda krediler ve kredi kartı borcu 212 milyar lira arttı. Kısıtlamalara karşın bankalar son bir yılda 5 milyon kart daha dağıttı. Tüketici Dernekleri Federasyonu'nun (TÖF) 2011 raporu Aile ve Sosyal Araştırmalar Müdürlüğümün araştırmasmda 2000'den sonra her 10 evli çiftten 7'sinin kredi kartları yüzünden boşandığını hatırlatıyor. TÖF raporuna göre 2011 yılı sonu itibarıyla 43.5 milyon kişi bankalara borçlu ve kredi kartı borcu nedeniyle 1.4 milyon kişinin 6.2 milyon kredi kartı için takip başlatıldı. Yine tüketici kredileri nedeniyle 800 bin kişi için de takip başlatıldı.

Bankalar nasıl bu kadar rahat davranıyor?

Bu soruya en iyi yanıt bankaları denetlemesi gereken Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin'in kredi kartları için yaptığı açıklama: "Banka için kredi kartmı düzenli ödeyen müşteri iyi müşteri değildir. Bankalar kredi kartını düzenli ödeyen vatandaştan hiçbir şey kazanmıyor".

BDDK bankaların hukuk dışı davranışlarına da göz yumuyor. Örneğin 2006'dan itibaren yasal zorunluluk olarak uygulanması gereken "tek limit" ancak 2011'de uygulamaya konuldu. Bankalar BDDK'ya rağmen bu hükmü pek "takmıyor". Bankalar, kredi kartı ve tüketici kredilerinde alacaklarını yüzde ile çalışan ve borçlular üzerinde her tür "baskıyı" kullanan" taşeron avukatlık bürolanyla" tahsil etmeyi tercih ediyor. İcra dairelerinde yaşanan skandallar bu yöntemin bir parçası ve borç intiharlarında önemli bir paya sahip.

Ve bütün bu hukuksuzluk giderek daha fazla olayla gazetelerin üçüncü sayfalarını kana boyuyor,İNSANLARIMIZ  ne olduğunu bilmeden anlamadan icra memurları ve avukatların baskısı sonucu kurtulma kurtarma iç güdüsü ile icra dosyalarına imza atarak kendi kendilerini hapishanelere yolluyorlar.Taahhüdü ihlal hapis cezaları ülkemizi yaşanmaz hale getirmeye devam ediyor.Sonuç olarak köylülerimiz,esnafımız,emeklimiz,dulumuz ve kısacası icra dosyalarına taahhüd imzası atan tüm vatandaşlarımız,taahhüdü ihlal hapis cezası yüzünden azılı suçlular gibi kaçak hayatı yaşıyor,yaşatılıyorlar.Bu adaletsizliği giderecek tek yer TBMM ve Milletvekillerimiz olup bir an önce gereğinin yapılmasını sağlamak görevleridir.Ancak vekillerimiz kavga etmekten çalışmaya fırsat bulamadıkları gibi,vatandaşlarımızın sorun ve dertleri ile yeterince ilgilenmeyi unuttukları aleni bir şekilde görülmektedir.

taahhüdü ihlal hapis cezaları insanlarımızı insanlıktan çıkardı‏


    İcralık Olan Köylüler Kaçıyor
İcralık olan ve icra sırasında Avukatlara taahhüt imzalayan ve borç ödenmediği için hapis kararı çıkan kişi sayısı her geçen gün daha da artıyor. Köylüler ne yapacaklarını şaşırmış durumda. köylüler yakalanıp cezaevine girme korkusu sebebiyle köyü terk ediyorlar.

Çanakkale merkeze bağlı 6 köyde bulunan 200'e yakın kişi bankalardan aldıkları kredileri zamanında ödeyemedikleri gerekçesiyle icralık olunca Banka Avukatlarına borçlarını taksitlendirmek için anlaştı ve taahhüt imzaladılar, taksitler zamanında ödenmeyincehapis kararları çıkmaya başladı, köylüler hapse girme korkusuyla köyü terk etmeye başladı.

Merkeze bağlı Kumkale beldesi köy muhtarı Müjdat Balkan, banka kredilerini zamanında ödeyemeyen köylülerin icralık olması ve taahhüdü ihlal sebebiyle zor günler yaşadıklarını belirterek, Batak Ovası olarak bilinen bölgede yer alan Tevfikiye, Çıplak, Kumkale, Halileli, Yeniköy ve Kalafat köylerinde bulunan 200'e yakın köylü bankalardan almış oldukları tarım kredilerini zamanında ödeyemedikleri için icralık oldu.

Bu köylülerin bir kısmı taahhüdü ihlal suçuyla cezaevine girerken, bir kısmı da jandarma ekipleri tarafından yakalanma korkusuyla köyü terk etti. Köylerde vatandaşlar tarım kredilerini alırlarken birbirlerine kefil oldukları için icralık olan kişi sayısı her geçen gün daha da artıyor. Köylüler ne yapacaklarını şaşırmış durumda. Çoğu arkadaşımızla yakalanıp cezaevine girme korkusu sebebiyle köyü terk etmeleri üzerine görüşemiyoruz. Aileler de birbirlerinden ayrı olarak yaşamak zorunda kalıyor. Yetkililerin bu duruma bir çözüm bulmalarını istiyoruz dedi.

TİCARİ TAKSİYİ GÖREN KÖYLÜ KAÇIYOR
Köyde kahvehane işleten Ali Pehlivan ise iş yerinin ana yolu görmesi sebebiyle en fazla tercih edilen yer olduğunu belirterek, Çay içmeye gelen icralık köylüler ticari taksi ile köyümüze gelen icra takipçilerini yaklaşık 200 metre uzaktan fark ettiklerinde hemen sağa sola kaçıyor. Köylülerin durumu gerçekten çok kötü. Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Batak Ovası köylüleri gerçekten batmış durumda şeklinde konuştu.

taahhüdü ihlal hapis cezalarının kalması için aşağıdaki örneği milletvekillerine gönderelim

Sayın Vekilim ;
Son günlerde, Meclisimizin dünyada ve ülkemizde 2008 yılından beri yaşanmakta olan ekonomik kriz nedeniyle toplumumuzda derin yaralar açarak sosyal felaketlere dönüşen önemli konularda, milleti nefes aldırmaya yönelik düzenlemelerini takdirle izliyor bu duyarlılığınızdan dolayı tebrik ve teşekkür ediyorum.
Gerek yasalaşan Çek kanunu gerekse üzerinde çalıştığınız ve yasalaşması beklenen 3.Yargı paketi içerisinde bulunan haciz düzenlemeleri milyonlarla ifade edilebilecek sayıda vatandaşın sıkıntılarına bir nebzede olsa derman olacaktır.

Bu vesile ile yine Toplumun çok önemli bir kesimini ilgilendiren bir konuya dikkatinizi çekmek ve yardımlarınızı rica etmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi Türk milletinin, içerisinde bulunduğu ekonomik zor durumu konu komşuya, eşe dosta duyurmamak, saklamak gibi bir hassasiyeti bulunmakta ve bu durumdan utanmaktadır. Bu nedenle, ödeyemediği borcundan dolayı konuyu erteleyebilmek, eşyasının haczedilmesini engelleyebilmek ya da zamanla öderim inşallah niyeti ile gerek evlerine ya da işyerlerine gelen icra memurları önünde gerekse Avukatların tahsilat baskısı nedeniyle icra dairelerinde ödeme Taahhüdünde bulunduk.
Emin olun çoğu insanın bu taahhüdü yerine getiremediği zaman hapis cezası ile cezalandırılacağından haberi dahi yoktu.
Şu anda toplumun çok büyük bir kesiminin, ödeyemediği kredi kartı, banka kredisi,senet,çek vs. borcu ile ilgili ödeme Taahhüdü bulunmakta ve ödeme gücü olmadığından hapis cezası almış durumda ya da almak üzeredir.
Sizden beklentim,talebim,ricam komisyonunuzda görüşülecek olan 3.yargı paketine ekleyeceğiniz bir madde ile Taahhüdü ihlal suçuna verilen hapis cezasını kaldırmanızdır. Bunu yaparsanız inanın milyonlarca insanın yarasına merhem olacaksınız.
Bildiğiniz gibi uygulanmakta olan bu hapis cezası gerek anayasamızın 38. Maddesine gerekse ülkemizin taraf olduğu Avrupa normlarına açıkça aykırılık teşkil etmektedir.